Dostlar, her ne kadar sosyal medyaya düşük çözünürlüklü fotoğrafın üzerine bol filtre ekleyerek 

göz acıtan fotoğraf lar koymasam da, ben de Rock'n Coke'taydım. 

Öncelikle, biraz gençlerin kıyafet politikasına değinmek istiyorum. 

Kızlar ve şorttan başlayalım. 

Kızlar, genç kızlar, tatlışlar… 

Biliyorum o şortu çok heves ederek aldınız ve 

Silivri'deki yazlığınızda giydiğiniz ilk gün babanız gazeteyi aşağı indirip

 'Kızım o çok kısa çıkar' dedi. 

Ve o günden beri, o şortu Rock'n Coke'ta giyeceğinizi biliyodunuz. 

Biliyodunuz da bi arkanıza dönüp aynaya bakıyo muydunuz? 

Hepinizin istisnasız hayvanlar gibi selüliti var arkadaşlar. 

Hem Genç Turkcell'den 1 fiyatına 3 menü alıp,

 üzerine de havalı duruyo diye elinizde Starbucks kahvesiyle gezip (Bari Nero alın be) 

hem de o şortu giyemezsiniz. 

Hayat o kadar tatlı, o kadar güzel ve basit diil. 

Kelebek ekini elinize alıp Hülya Avşar'ın ters ışıklı bacaklarını gördüğünüz an ki şaşkınlığınızı hatırlayın. 

Ve yapmayın. 

Yine giyin şort ama biraz normal bi boyutta giyin. 

Beyler. Ah o memeli beyler. 

Size de aynı derecede sevimsiz uyarılarda bulunacağım. 

Çünkü disiplinsizsiniz. 

Tamam spora gidiliyo ve biraz kaslanılmış ama yine de yeteri kadar iyi diilse 

o tişörtleri çıkarmayın ya. 

Protein shake yerine, milkshake içiyosanız açmaya hakkınız yok. 

Ki bu sene bi de Avrupa'dan bir sürü çocuk gelmiş, hayvan gibi vücut yapıp. 

Sizin rakipleriniz onlar.

 Çok basit: Vücudunuz onlarınki gibi diilse giyin o tişörtü üzerinize. 

Orası Kırkpınar diil.

Şimdi biraz da müzik diyelim. 

Tabii ki burda her grubu ayrı ayrı inceleyip müzikal performanslarıyla ilgili yorumda bulunmayacağım, korkmayın.

Duman'la başlayalım derim. 

Arkadaşlar, Duman yaşlanmış be. 

Aşırı moralim bozuldu. 

O güzelim Batu Bebek'in bile yüzü ince ince kurumuş kalmış. 

Kaan desen saçı yeni uyanmış anne gibi çıktı sahneye olucak iş mi? 

Olucak iş tabii ne bekliyorum ki aslında? 

Adam Bodrum'da bebesini denize sokan bi adam. 

Ben de saçına takıyorum. 

Seçkin Piriler'le evli birinin saçına takılır mı, takılmaz. 

Ama bu konuyu hala Türk kızları olarak üzerimizden atamadığımız da bir gerçek. 

Bu evliliğin uzun ömürlü olmasını Kaan'ın aldığı kimyasal maddenin gücüne bağlıyorum. 

Duman'la ilgili söyleyeceklerim daha bitmedi. 

Şarkılardan birinin ortasında, doğaçlama olarak 

"Burası Amerika değil, şa lalalala… Burası Amerika değil Pensilvanyaa" 

diye bir şeyler saçmaladı. 

Gerizekalı, sen nerden kendi kendine burası Amerika diil diye protesto ediyosun ki? 

3-5 sene önce Seattle'a giden siz diil miydiniz grupça? 

Özenti özenti orda albüm doldurmaya kalkmadınız mı? 

Şimdi bana ordan antikapitalist doğaçlamalar yapma, 

bunu ancak senin o sarışın karın yutar, biz diil. Gerzek.

O beğenmediğiniz Primal Scream'in solistinin hayvan gibi bir Isabel Marant gömlekle sahneye çıkmasını 

tek ben mi takdir ettim bilmiyorum ama 

belki şimdi siz de takdir edersiniz. 

Zevk sahibi.

Arctic Monkeys'le ilgili de yazmak isterdim ama 

sadece hayvan gibi yağ çeken sıkıcı bir bölüm olacağından es geçiyorum ve 

direkt cumartesi gecesi sahne alan DJ Funky-C & Kerem Sedef Boom Boxx Party'ye geçiyorum. 

Pardon parti diil sanırım PARTAY demem gerekiyo.

Kendini Amerikalı zanneden bu iki beyefendi, 

bildiğimiz şarkıları mp3 formatında açıp üzerine davul ve org çalarak şarkıları mahvetseler de 

eğlenceliydiler, yalan yok. 

En azından kalabalık sayesinde ısındık ama 

ikisinin de acilen Türkçe öğrenmesi gerekiyor ki 

Türkiye'deki kariyerlerine devam edebilsinler.

Ah o birayı bedavaya getirme paçozluğu… 

Yılların tüketemediği bir tutku. 

Türkler'in DNA'sına nası güçlü kodlanmışsa, 

o birayı bedavaya getirme içgüdüsü 

her Türk gencinde baskın gen olup dışarılara fırlıyor. 

Ula, bi bira ya. 

O kadar abartmayın. 

Tesiste bokluk çıktı, 

bira bedava verildi diye yaşadığınız sevince bak. 

Olacak iş diil. 

Twitter'a falan yazdınız ya. 

Biraz ağır olun. 

Hadi gelin Teocan'la bitirelim Rock'n Coke'u. 

Ya adama o kadar tukaka dediniz, konsere başladığı an da en önce siz gittiniz. 

Görmedim mi sanıyosunuz? 

Koşa koşa Toğomaaaan diye bağırıp önlere geçtiğiniz gerçeğini 

en yakın arkadaşlarınızdan saklasanız, benden saklayamazsınız. 

O yüzden bi daha 

'Teoman da yine müziğe döndü abi nası adam geh geh geh' 

deme hakkınızı elinizden aldım.

Ha bi de tikkatimi çeken son bir şeyden daha bahsedeyim izninizle. 

Yok birada sıra vardı, 

yok çocuk konserde önüme geçti diye afra tafra yapmayın. 

Festival orası. 

Juggling topuna kadar alıp, 

çember çevirecek kadar festival bilincine sahipseniz 

biraz hırpalanmaya da ses etmiyceksiniz. 

Kızarım.